21.İZMİR KİTAP FUARINDA YAŞAYAN OLMAK…

                   
     İzmir benim fazlasıyla tartıştığım üniversite arkadaşlarımın kenti, iki kardeşimin Ege Üniversitesinden  mezun olduğu , kısmet ki biricik kızımın Ege Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun olduğu ,beni bugünlere taşıyan öğretmenlerim Ayşen ve Zafer Suntekin(Biyoloji öğretmenlerimdi)yaşadığı kent…İzmir bende derin anıları,geçmişi olan bir kent.
     Henüz kitabımın yayınlanmadığı dönemde yazılan mektuplarım, bayram kartlarım hep İzmir’de okuyan kardeşim,öğretmenlerim, arkadaşlarım içindi. Yazmak denilen kuyu günlüklerle,mektuplarla doluyordu. Belki de bu yüzden İzmir’e ne olursa olsun vefa borcum var.
     İzmir fuar maceram ilk şiir kitabım Geç Kalan Sezgi ile bir konuk olarak Aktivist Sanatçılar Derneğinde yer almıştık. Marmaris’te Karya Yayınevi sahibi Raşit Öztürk ile.O gün bu gündür İzmir kitap fuarına geliyorum.
      Her yıl biraz daha güçlendiğimi hissediyorum fuar yaşantımda.İzmir okuyucusu  ile izlenimlerim gitgide derinleşiyor.İzmir okuyucusunun hiç değişmeyen bir yüzü ,büyük yayınevlerinde var olan yazar, şairlere olan ilgisi artarak sürmesi.Çoğunluk okuyucu yazar ve yayınevi notlarıyla geliyor.Öncelikle “ Biz bir bakalım.Sonra yine geliriz.”diyorlar.Döneni oluyor.Bir kız babası okuyucu dolaştı geldi bizden Çanakkale öyküleri kitabını kızına aldı. Bir babanın kızı için döne dolaşa kitap arayışı bizi çok duygulandırdı.Döneni dönüyor da büyük çoğunluk geri dönmüyor malum,yazarıyla buluşuyor.İzmir okuru seçici okuyor. Bir stanttan ancak bir ya da iki kitap alıyor.Elinde kitap listeleriyle dolaşıyor.
      Egeli Kadın Yazarlar Platformunda yer alamadım .Belirsizliklerim vardı.Ben tam günlerimi belirleyince nöbet günlerim dolmuştu. İzmir’de olamayışımın bir nedeni de çalışıyor oluşumdan kaynaklanıyordu.Her bir etkinliğe dahil olamıyorsun,kıyısında ya da uzakta kalıyorsun,geç kalıyorsun,zaman sorunu yaşıyorsun vs vs…
        Bu yıl biraz zorlandık fuar için malum yer verilme,verilememe, artan fuar ücretleri özellikle kendi yağı ve soğanı ile kavrulan kurumları,dernekleri, yeni gelişmekte olan yayıncıları zorlar nitelikteydi.Dördüncü Öykü kitabımın yayınevi Kuledibi  gelemeyeceği için bizleri İzmir çevresindeki arkadaşlarına,dostlarına havale etmişti. Ben ulak aracılığı ile Çağdaş Yaşam Gönüllüleri Derneğinde 22 Nisan’da imza günü yaptım. Yanımda Tülay Pırlant,Zeynep Batımor vardı.Tülay arkadaşımla bendeniz sessizce bekleştiğimiz için bize birkaç serpinti uğruyordu.İkimiz yerlerinde duramayan tipler olduğumuz için bol bol çevreyi turluyoruz.Kitap fuarının havasını yazar ve şair arkadaşlarımızı görerek yaşıyoruz.22 Nisan böylece doluverdi,fotoğraflar, dostluklar,arkadaşlıklar pekişti.
      23 Nisan 24 Nisan’da Güncel Sanat Bay Genç Yayınları standında arkadaşım Meral İlsever Kutlug ,yayıncımız Arslan Bayır  ve bendeniz yer aldık. Cumartesimiz epey verimli geçti.Kardeşim Kadir’in işyeri arkadaşı soy adaşımız Murat Güneş  geldi,yüz yüze tanışmış olduk. Yıllar yıllar öncesi mezun ettiğim Gülcan adlı öğrencim geldi eşiyle ,Murat Dershanelerinde çalışıyormuş.Çok duygulu anlar yaşadık,fotoğraf karelerine sığamadık. Sonra Karşıyakalı kardeşim Kadir,Güneş ailesi olarak geldi.Sağ olsunlar,Deren,Defne yeğenlerim ananın babanın var olan desteği ile sosyal ve başarılı işlere imza atıyorlar.Ellerinde liste vardı başka yazarlara uğramak üzere ayrılırken vedalaştım.
     Benim yer aldığım stant gibi sağımda solumda epey stant vardı Stant ücretleri dudak uçuklatınca, kapitalizm  her yerde derinleşince ,gemisini yürüten kaptan lafı çakılıyordu zihinlere.Büyük yayınevleri verdikleri ücreti iki hafta gibi bir süreçte hayli hayli çıkarıp son gün üç kitap on lira diyebiliyordu. Küçük kurumlar, yayıncılar kıyısından köşesinden gelecek birkaç damla nasiple kapatıyordu günü. İlk giriş salonu en yenilerin, toplum kuruluşlarının ve sahafların adresiydi.Bize kimler mi düşüyordu. Öğretmen adayları,lise,orta kısım öğrencileri, oğluna,kızına kitap okutmak isteyen ana-babalar, edebi eser okuma meraklıları, yeni yazar tanıma macerasına evet diyenler ve elbette çocuklar…
      İzmir’de geçen dört beş yıllık fuar maceramdan çok şey öğrenmiştim. İzmir okuyucusu,Egeli yazarlar iletisine sahip çıkıyordu.Yalnızca Bölge yazarlarını okuyan  demirbaş bir kitle vardı  ki 1-A salonunu gezip büyük yayınevlerini ziyaret etmeden çıkıyordu fuar alanından.Büyük bir kitle vardı ki yayınevini, yazarını, şairini takip ediyor, başkaca bir yere hiç uğramıyordu.
      23 Nisan günü malum fuarı kapatacağım.Meral arkadaşım erken çıkayım dedi. Arslan Bey bize bıraktı standı. Tam da fuarın kapanmasına  neredeyse yarım saat kala üniversite arkadaşım telefon etti geliyorum diye.Bir zamanlar İçmeler Gazetesi sahibi şimdi İzmir’de yaşayan Halil Özdor elinde bir çay,bez torbalar çıkageldi bir çok cümleyi aynı anda kuruyordu.Arkadaşım da tanık oldu.  Fır dolayı halleri pek de inandırıcı değildi.Yine bir ivedilik, geç kalınmışlık…Fuarın  ışıkları söndü sönecek ,birazcık oturdu  ,geniş zaman yoktu.Halil Bey gelip ara cümleleri ,büyük cümlelerle harmanlıyordu. Telefon numaralarını yazdırdı bana güya stanttaki  kitapları alacak bir beyden söz ediyordu.Standın üzerini örtüp birlikte çıktık bir mekanda kahve ya da çay içebilirdik.O da olmadı mekan kalabalık diyerek yürüdük Basmahane Garını bulduk Azıcık soluklanmayla geçen tüm yıllarını özetledik.
      Saat ilerliyordu.Gişe kapanmadan kent kart almalıydım. Öğretmenime vereceğim kartını. Güzel bahçe malum yol uzun aktarmalar,beklemeler. Kentin acemiliği içindeyim. Arkadaşım Suriyeliler, tekin olmayanların kaygısı üstünde ,iki kız evlat sahibi .Sabah geldiğimde açık değildi şimdi kapalı.İçinde gidecek kadar ücret var mı hiç bilmiyorum.Arkadaşım yardımcı oldu kartmatikten yükleme yapıldı ,sağ olsun. Vedalaştık. Hazırlamış olduğum kitapları ona uzattım.
       Metroda yol alırken uzun uzun düşündüm .Bu kadar zahmet, bu kadar çaba değer miydi? Sahi,ben bir Don Kişot muydum? Ne işim vardı benim kentin karmaşık dokusunda? Sonuçta ben, adı sanı olmayan bir yazardım.Bir elli yıl uğraşsam ki ömrüm yetmez ünlü biri olamayacaktım. Beni yazmaya iten ,zır deli hallerime gülümsedim. Sait Faik gülümseyişi yayıldı yüzüme.Uzayıp giden kuyrukların yarı olmak beni çok mu yüceltirdi yoksa,öyle olursam çok mu mutsuz olurdum.Biliyorum ki ne kadar yükseğe çıkarsan o kadar yalnızlaşırsın.Orta şekerli oluşumu alkışladım.
       24 Nisan fuarın son günü bugün.Sabahtan biraz hareketliydik. Öğleden sonra bir yolumuz kapandı İlber Oltaylı imza salonundan dolayı bir yolumuz kapanmıştı. Tek tek okuyucularımız oluyordu fakat,resmen durgunluk yaşandı.
        Fuar işlerinden sorumlu bir bey efendi standımıza geldi anket için.Sorularını ve düşüncelerimizi sordu. Malum sıkıntılarımızı yayıncımız Arslan Bayır  olmak üzere ,bendeniz, Meral Kutlug arkadaşım dile getirdik.Fuar ücretlerinin artışı,kıyıda,köşede kalma, tanınmışlık olmayışı etkiliyordu fuarı. Fuar alanının taşınmasına kesin gözüyle bakılıyordu.
        İzmir okuru, dışarıdan gelecek bir yığın yazar, şair Gaziemir’de yeni fuar alanında nasıl bir fuar yaşayacaktı,bilinmiyordu. Kent merkezinden uzaklaşmak bir çok sorunu düğümleyecekti.
      Kısmet diyelim, kısmet olursa, 22. İzmir Fuarında görüşmek üzere…İzmir başka bambaşka okur , okur izlerini görmek bizlerde  ayrı bir kıvanç  oluşturur.

                                                                                                                                    Hatice ALTUNAY/KHA

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Ne güzel dillendirmişsin bütün fuar gözlemlerini yüreğine kalemine sağlık

    YanıtlaSil

lütfen rencide edici hakaret içeren yorumlar yazmayın bunlar yayınlanmıyacaktır hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir