CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ey Türk gençliği..."

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, referandumla ilgili olarak, “Bu süreç bir memleket meselesidir. Ya bağımsızlığımızı koruyacağız ya da bir kişi gelecek elinde sopayla bizi ıslah edecek. Buna izin vermemeliyiz” dedi.

Ey Türk gençliği...
Avcılar’da ‘Hayırlı Üniversiteliler Platformu’ ile buluşmasında konuşan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
BÜTÜN YETKİLER TEK KİŞİDE
 “(1 Ağustos 1934 tarihli Almanya Resmi Gazetesi’ni göstererek)�O resmi gazetede referandum konusu var. Cumhurbaşkanlığı makamı, başbakanlık makamı ile birleştirilmiştir. Yani başbakanlık kaldırılmıştır. Cumhurbaşkanının tüm yetkileriyle Başbakanın yetkileri Führer ve Şansölye Adolf Hitler’de toplanmıştır. Vekilini kendisi atayacaktır. Sonra ne oldu? 2. Dünya Savaşı, sonra ne oldu. Önce Almanya ve sonra bütün Avrupa kan gölüne döndü. Geldik 21. yüzyıla ve Türkiye’ye. Benzer bir anayasa değişikliği gündemde. Kendisi cumhurbaşkanı, kendisi başbakan, kendisi yargıç, kendisi savcı, kendisi vali, kendisi kaymakam. Bütün yetkiler bir kişide. Peki Cumhuriyet’in kuruluşunda bir kişide miydi? Hayır. Bütün yetkiler Meclis’e aittir. Milli iradeye aittir.
HİÇ Mİ DERS ÇIKARMIYORUZ

 
Öyle bir sürecin içerisine girdik ki, bu anayasa değişikliğine neden evet oyu verilmesi gerektiğini bir türlü anlatamıyorlar. Anlattıkları bir şey var, ‘Hayır verirseniz teröristsiniz.’ Bunu söyleyen insanlar halkını sevmeyen, halkıyla, vatandaşıyla arasına mesafe koyan insanlardır. Bunu söyleyen insanlar, eli sopalı yöneticilerin Türkiye’yi yönetmesini isteyen insanlardır. Bir kişi ‘Evet’ de diyebilir, ‘Hayır’ da diyebilir. Ama biz neden Evet’ ve ‘Hayır’ demenin gerekçelerini bilmeliyiz. 
Eğer kendi tarihimizden ders çıkaramıyorsak, Türkiye’yi büyük bir maceranın içine sürüklemiş oluruz. Devasa bir ülke, görkemli bir ülke. Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bir ülke. Nasıl olur da böyle bir maceranın içerisine sürüklenir. Hiç mi geçmişten ders çıkartmıyoruz? Hiç mi hatalarımızdan ders çıkartmıyoruz? Bunları bütün arkadaşlarınıza anlatın değerli üniversiteli arkadaşlar. Sizin sorumluluğunuz, benim sorumluluğumdan daha büyüktür. Daha fazladır. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni benim kuşağıma değil, size emanet etmiştir. Ne diyor, ‘Ey Türk Gençliği’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak, demokrasiyi korumak sizin görevinizdir.
ÖNÜNÜZDE İKİ SEÇENEK VAR
 Sandığa gidin ve oyunuzu kullanmadan önce düşünün. Vicdanınızı ölçün, biçin, tartın sonra sandığa gidin. Kullanacağınız oy çok değerlidir. Önünüzde iki seçenek var. Bir, bir kişi Türkiye’nin başında olsun, elinde sopa olsun, ne derse o olsun. Otoriter tek adam yönetimi. İki, parlamenter, demokratik sistem olsun. İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade etsinler. İki seçenekten birini kullanacaksınız. Bu bir siyasi parti seçimi değildir. Bir iktidar değişimi de değildir. Ama bir rejim değişikliğidir.
 Gençlerin siyasete biraz uzak durduklarını, mesafe koyduklarını biliyoruz. Bu süreç siyasete mesafe koyma süreci değildir. Bu süreç bir memleket meselesidir. Bir Türkiye meselesidir. Ya bağımsızlığımızı koruyacağız ya da bir kişi gelecek elinde sopayla bizi ıslah edecek, kendi istediği gibi. Buna izin vermemeliyiz.”          
TV’YE ÇIKALIM BENİ MAHCUP ETSİNLER
 BİZİ kandırmaya çalışıyorlar. Ben konuştuğum zaman diyorlar ki, Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor. Kendilerine açık ve net çağrı yaptık. Sayın Devlet Bahçeli’ye, Sayın Binali Yıldırım’a da çağrı yapıyorum. Arzu ederlerse, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da çağrı yapıyorum. Madem ki ben doğruyu söylemiyorum. TV ekranı önünde beni mahcup etsinler. Cesaret edip gelemiyorlar. Neden? Çünkü biz doğruları söylüyoruz.  Baskı kuruyorlar hiç kimse hayır söylemesin diye. Bu korkunun eseridir. TV’lere çıkıp tartışmaktan korkuyorlar. Neden? Çünkü ne söyleyeceklerini, nasıl savunacaklarını bilmiyorlar.
 CAN VE MAL GÜVENLİĞİMİZ YOK
BİR sabah kalkıyoruz ülkenin Anayasa’sı değişiyor. Bu çıkarsa ne olacak biliyor musunuz? OHAL sürekli hale gelmiş olacak. Mevcut halde OHAL için TBMM’nin kararı gerekiyordu. Bu gerçekleşirse buna gerek kalmayacak. Çünkü başkan istediği kararı zaten alacak. Ben dahil hiçbirimizin şu anda can ve mal güvenliği yoktur. Bir kararname ile burada gizli toplantı yapılıyor deyip hepinizi hapse atabilirler. Derdinizi anlatın istediğiniz kadar. Bir de hâkim gizlilik kararı koyar. Avukatınız gidip dosyayı alamaz. Gizlidir diye. Peki nasıl savunacağız? Önemli değil. Git yat içeride. 150’nin üzerinde gazeteci hapiste. Bu kadar gazetecinin hapiste olduğu bir ülke yok. Şu anda bir darbe süreci içindeyiz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar