İzmir benim
fazlasıyla tartıştığım üniversite arkadaşlarımın kenti, iki kardeşimin Ege
Üniversitesinden mezun olduğu , kısmet
ki biricik kızımın Ege Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun olduğu ,beni
bugünlere taşıyan öğretmenlerim Ayşen ve Zafer Suntekin(Biyoloji
öğretmenlerimdi)yaşadığı kent…İzmir bende derin anıları,geçmişi olan bir kent.
Henüz kitabımın
yayınlanmadığı dönemde yazılan mektuplarım, bayram kartlarım hep İzmir’de
okuyan kardeşim,öğretmenlerim, arkadaşlarım içindi. Yazmak denilen kuyu
günlüklerle,mektuplarla doluyordu. Belki de bu yüzden İzmir’e ne olursa olsun
vefa borcum var.
İzmir fuar
maceram ilk şiir kitabım Geç Kalan Sezgi ile bir konuk olarak Aktivist
Sanatçılar Derneğinde yer almıştık. Marmaris’te Karya Yayınevi sahibi Raşit
Öztürk ile.O gün bu gündür İzmir kitap fuarına geliyorum.
Her yıl biraz
daha güçlendiğimi hissediyorum fuar yaşantımda.İzmir okuyucusu ile izlenimlerim gitgide derinleşiyor.İzmir
okuyucusunun hiç değişmeyen bir yüzü ,büyük yayınevlerinde var olan yazar,
şairlere olan ilgisi artarak sürmesi.Çoğunluk okuyucu yazar ve yayınevi
notlarıyla geliyor.Öncelikle “ Biz bir bakalım.Sonra yine
geliriz.”diyorlar.Döneni oluyor.Bir kız babası okuyucu dolaştı geldi bizden
Çanakkale öyküleri kitabını kızına aldı. Bir babanın kızı için döne dolaşa
kitap arayışı bizi çok duygulandırdı.Döneni dönüyor da büyük çoğunluk geri
dönmüyor malum,yazarıyla buluşuyor.İzmir okuru seçici okuyor. Bir stanttan
ancak bir ya da iki kitap alıyor.Elinde kitap listeleriyle dolaşıyor.
Egeli Kadın
Yazarlar Platformunda yer alamadım .Belirsizliklerim vardı.Ben tam günlerimi
belirleyince nöbet günlerim dolmuştu. İzmir’de olamayışımın bir nedeni de
çalışıyor oluşumdan kaynaklanıyordu.Her bir etkinliğe dahil
olamıyorsun,kıyısında ya da uzakta kalıyorsun,geç kalıyorsun,zaman sorunu
yaşıyorsun vs vs…
Bu yıl biraz
zorlandık fuar için malum yer verilme,verilememe, artan fuar ücretleri
özellikle kendi yağı ve soğanı ile kavrulan kurumları,dernekleri, yeni
gelişmekte olan yayıncıları zorlar nitelikteydi.Dördüncü Öykü kitabımın
yayınevi Kuledibi gelemeyeceği için
bizleri İzmir çevresindeki arkadaşlarına,dostlarına havale etmişti. Ben ulak
aracılığı ile Çağdaş Yaşam Gönüllüleri Derneğinde 22 Nisan’da imza günü yaptım.
Yanımda Tülay Pırlant,Zeynep Batımor vardı.Tülay arkadaşımla bendeniz sessizce
bekleştiğimiz için bize birkaç serpinti uğruyordu.İkimiz yerlerinde duramayan
tipler olduğumuz için bol bol çevreyi turluyoruz.Kitap fuarının havasını yazar
ve şair arkadaşlarımızı görerek yaşıyoruz.22 Nisan böylece
doluverdi,fotoğraflar, dostluklar,arkadaşlıklar pekişti.
23 Nisan 24
Nisan’da Güncel Sanat Bay Genç Yayınları standında arkadaşım Meral İlsever
Kutlug ,yayıncımız Arslan Bayır ve
bendeniz yer aldık. Cumartesimiz epey verimli geçti.Kardeşim Kadir’in işyeri
arkadaşı soy adaşımız Murat Güneş
geldi,yüz yüze tanışmış olduk. Yıllar yıllar öncesi mezun ettiğim Gülcan
adlı öğrencim geldi eşiyle ,Murat Dershanelerinde çalışıyormuş.Çok duygulu
anlar yaşadık,fotoğraf karelerine sığamadık. Sonra Karşıyakalı kardeşim
Kadir,Güneş ailesi olarak geldi.Sağ olsunlar,Deren,Defne yeğenlerim ananın
babanın var olan desteği ile sosyal ve başarılı işlere imza atıyorlar.Ellerinde
liste vardı başka yazarlara uğramak üzere ayrılırken vedalaştım.
Benim yer aldığım
stant gibi sağımda solumda epey stant vardı Stant ücretleri dudak uçuklatınca,
kapitalizm her yerde derinleşince ,gemisini
yürüten kaptan lafı çakılıyordu zihinlere.Büyük yayınevleri verdikleri ücreti
iki hafta gibi bir süreçte hayli hayli çıkarıp son gün üç kitap on lira
diyebiliyordu. Küçük kurumlar, yayıncılar kıyısından köşesinden gelecek birkaç
damla nasiple kapatıyordu günü. İlk giriş salonu en yenilerin, toplum
kuruluşlarının ve sahafların adresiydi.Bize kimler mi düşüyordu. Öğretmen
adayları,lise,orta kısım öğrencileri, oğluna,kızına kitap okutmak isteyen
ana-babalar, edebi eser okuma meraklıları, yeni yazar tanıma macerasına evet
diyenler ve elbette çocuklar…
İzmir’de geçen
dört beş yıllık fuar maceramdan çok şey öğrenmiştim. İzmir okuyucusu,Egeli
yazarlar iletisine sahip çıkıyordu.Yalnızca Bölge yazarlarını okuyan demirbaş bir kitle vardı ki 1-A salonunu gezip büyük yayınevlerini
ziyaret etmeden çıkıyordu fuar alanından.Büyük bir kitle vardı ki yayınevini,
yazarını, şairini takip ediyor, başkaca bir yere hiç uğramıyordu.
23 Nisan günü
malum fuarı kapatacağım.Meral arkadaşım erken çıkayım dedi. Arslan Bey bize
bıraktı standı. Tam da fuarın kapanmasına
neredeyse yarım saat kala üniversite arkadaşım telefon etti geliyorum
diye.Bir zamanlar İçmeler Gazetesi sahibi şimdi İzmir’de yaşayan Halil Özdor
elinde bir çay,bez torbalar çıkageldi bir çok cümleyi aynı anda kuruyordu.Arkadaşım
da tanık oldu. Fır dolayı halleri pek de
inandırıcı değildi.Yine bir ivedilik, geç kalınmışlık…Fuarın ışıkları söndü sönecek ,birazcık oturdu ,geniş zaman yoktu.Halil Bey gelip ara
cümleleri ,büyük cümlelerle harmanlıyordu. Telefon numaralarını yazdırdı bana
güya stanttaki kitapları alacak bir
beyden söz ediyordu.Standın üzerini örtüp birlikte çıktık bir mekanda kahve ya
da çay içebilirdik.O da olmadı mekan kalabalık diyerek yürüdük Basmahane Garını
bulduk Azıcık soluklanmayla geçen tüm yıllarını özetledik.
Saat
ilerliyordu.Gişe kapanmadan kent kart almalıydım. Öğretmenime vereceğim
kartını. Güzel bahçe malum yol uzun aktarmalar,beklemeler. Kentin acemiliği
içindeyim. Arkadaşım Suriyeliler, tekin olmayanların kaygısı üstünde ,iki kız
evlat sahibi .Sabah geldiğimde açık değildi şimdi kapalı.İçinde gidecek kadar
ücret var mı hiç bilmiyorum.Arkadaşım yardımcı oldu kartmatikten yükleme
yapıldı ,sağ olsun. Vedalaştık. Hazırlamış olduğum kitapları ona uzattım.
Metroda yol
alırken uzun uzun düşündüm .Bu kadar zahmet, bu kadar çaba değer miydi?
Sahi,ben bir Don Kişot muydum? Ne işim vardı benim kentin karmaşık dokusunda?
Sonuçta ben, adı sanı olmayan bir yazardım.Bir elli yıl uğraşsam ki ömrüm
yetmez ünlü biri olamayacaktım. Beni yazmaya iten ,zır deli hallerime
gülümsedim. Sait Faik gülümseyişi yayıldı yüzüme.Uzayıp giden kuyrukların yarı
olmak beni çok mu yüceltirdi yoksa,öyle olursam çok mu mutsuz olurdum.Biliyorum
ki ne kadar yükseğe çıkarsan o kadar yalnızlaşırsın.Orta şekerli oluşumu
alkışladım.
24 Nisan fuarın
son günü bugün.Sabahtan biraz hareketliydik. Öğleden sonra bir yolumuz kapandı
İlber Oltaylı imza salonundan dolayı bir yolumuz kapanmıştı. Tek tek okuyucularımız
oluyordu fakat,resmen durgunluk yaşandı.
Fuar
işlerinden sorumlu bir bey efendi standımıza geldi anket için.Sorularını ve
düşüncelerimizi sordu. Malum sıkıntılarımızı yayıncımız Arslan Bayır olmak üzere ,bendeniz, Meral Kutlug arkadaşım
dile getirdik.Fuar ücretlerinin artışı,kıyıda,köşede kalma, tanınmışlık
olmayışı etkiliyordu fuarı. Fuar alanının taşınmasına kesin gözüyle
bakılıyordu.
İzmir okuru,
dışarıdan gelecek bir yığın yazar, şair Gaziemir’de yeni fuar alanında nasıl
bir fuar yaşayacaktı,bilinmiyordu. Kent merkezinden uzaklaşmak bir çok sorunu
düğümleyecekti.
Kısmet diyelim,
kısmet olursa, 22. İzmir Fuarında görüşmek üzere…İzmir başka bambaşka okur ,
okur izlerini görmek bizlerde ayrı bir
kıvanç oluşturur.
Hatice
ALTUNAY/KHA
1 Yorumlar
Ne güzel dillendirmişsin bütün fuar gözlemlerini yüreğine kalemine sağlık
YanıtlaSillütfen rencide edici hakaret içeren yorumlar yazmayın bunlar yayınlanmıyacaktır hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir