Eş başkan mı… Boş başkan mı?


Baskıcı rejimlerin uyguladıkları baskılarla kitleyi yıldırma politikaları dışında, en belirgin yanları sanat ve sanatçılardan korkmalarıdır… Elbette ki bu korku onlara baskıyı da getirmektedir.
Nazım’dan korkarak uyguladıkları baskı neyse, Yılmaz Güney’e yaptıkları da benzerdir. Büyük usta Ruhi Su’yu tedavi için yurtdışına gitmek zorunda olmasına rağmen, o günkü rejim izin vermemiş, göz göre göre Türkiye’de gerekli ameliyatı olamadığı için, erken ölmesine neden olmuştur.
Bir dönem Bedri Baykam’dan korkulmuş, onun sanattaki dahi çocukluğu ülkemiz için bir tanıtım aracı olması gerekirken, tam tersi bir yol izlenmiş, yaptığı sanatsal çalışmalar karalanmaya çalışılmış, sanatının önüne her türlü engel çıkarılmıştır.
Şimdi sıra “Dahi çocuk” Fazıl Say’dadır. Bu kadar baskıya rağmen, yurt dışına kaçıp orada el sütünde tutularak yaşamak gibi bir yolu seçmek yerine, Ulus sevgisi, direnme yolunu seçerek, ülkesinde yaşama kararlılığını sürdürmektedir. Çin’den yazdığı mektup önümüzdeki günlerde çok tartışılacaktır…
Kendileri beğenmedikleri sanat eserlerine “ucube” yaftasını yapıştırıp, o ucube! lerin yaratıcılarına da saygısızca davranmaktadırlar.
Düşün adamlarına da davranışları benzerdir.
Baskı rejimlerinin sanat ve sanatçı düşmanlığı, sığ yaşam anlayışlarından, ve kendi istedikleri biçimde yaşamı dayatmalarından kaynaklanmaktadır.
Bu sığ anlayış, bilgi birikimi eksikliğinden kaynaklanan  bakış açılarının darlığı sonucudur.
Yaşamı ve olayları bir sanatçı derinliğinde algılayabilseler, BOP eşbaşkanlığı böbürlenmesinin ne kadar fos olduğunu, BOP eşbaşkanı değil, BOP boş bakanı olduklarını anlayabilme yeteneğine sahip olurlardı…
Şimdi çıkıp TV lere “ABD bize rağmen” ile başlayan yakınma ve sıkışmış cümleleri kurmazlardı…
CB bir şeyler diyor kendiyle çelişiyor, Bakanlarla Başbakan söyledikleriyle karşılıklı çelişiyor, Ama sonuç hep bir ağlanma gibi. Örneğin sormak lazım CB nına…
Neden ağlanıyorsunuz. Hani siz eşbaşkandınız… Sizin kararınıza uymayan uygulamaları yapıyor ABD. Ciddiye almıyor sizi, fikrinizi bile dinlemiyor,
Bu durumda size “eşbaşkan” değil “boşbaşkan” demezler mi?
yani koftiden başkansınız. Sözü dinlenmeyen, fikri alınmayan.  

Anlamadınız mı hala… 

Yorum Gönder

0 Yorumlar