'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon


İzmir'in Urla ilçesinde, Osmanlı döneminde bulaşıcı hastalıkların engellenmesi amacıyla kurulan Karantina Adası, ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Asırlar önce kullanılan malzemeler hala ilk günkü gibi yerinde sergilenirken, Karantina Adası 155 yıl sonra tarihinde ilk kez restore edildi. Yaklaşık 80 milyon TL'ye mal olan ve 3 yıl süren restoranda, adanın dokusu bozulmadan titiz bir çalışma yürütüldü.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

Urla ilçesinde, 1869 yılında Osman tarafından bulaşıcı hastalıklardan

 korunmak için kurulan ve adeta bir kampüs olan Karantina Adası'na, 

155 yıl sonra ilk kez restorasyon izni verildi. 323 dönümlük alan 

üzerinde bulunan ve 1. derece arkeolojik sit alanı olarak korunan 

Karantina Adası'nda, Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller 

Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından titizlikle çalışmalar yürütüldü.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

Asırlık ada için uzmanlar tarafından yerinde proje hazırlanırken, 

Ata yadigarı binalarda orjinalliği bozulmadan restorasyon işlemi gerçekleştirildi. Binaların restorasyonu sırasında ise o dönemin 

dokusunu bozabilecek beton veya başka türden malzemeler

 kullanılmayarak oldukça hassas davranıldı.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

En son koronavirüs pandemisinde de bir müddet kullanılan 

Karantina Adası'nın restorasyonu, yaklaşık 80 milyon TL'ye mal 

oldu. 2020 yılında başlayan restorasyon süreci 2023 yılı sonunda tamamlanırken, tarihi ada kısmen sadece randevularla grup

 ziyaretlerine açıldı. Bireysel olarak yurttaşların girişine ise

 izin verilmiyor.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

Karantina Adası Müdürü Turgut Yılmaz, adada 20 tarihi karantina

 binasının bulunduğunu söyledi. Yılmaz, “Binalar tarihi bina, 

adanın zemini de 1. derece arkeolojik sit; yani hem bina korunması 

gereken kültür varlığı hem zemin de aynı şekilde sit olduğu için 

direkt restorasyon yapabileceğiniz bir iş değildi. 

Bütün aşamalarında; müze görevlisi, kazı başkanlığının arkeoloğu,

 anıtlar kurulunun raporları ve her aşamasında uzmanların,

 üniversiteden hocaların nezaretinde yapıldı. Kesinlikle işte çimento kullanılmadı mesela, neyse o; dönemimizin restorasyon uygulama

 kurallarına göre işlemler yapıldı. Tarihinde hiç komple bir restorasyon olmamıştı” dedi.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

NASIL KULLANILIYORDU?

Kolera, tifo gibi dönemin bulaşıcı hastalıklarına karşı kullanılan 

Karantina Adası, etkileyici atmosferiyle ziyaretçileri o döneme

 götürüyor. İçerisinde; karantina koğuşları, tebhirhane 

(dezenfeksiyon odası), duş alanlarının bulunduğu devasa ada,

 adeta tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Tebhirhane de bulunan

 makineler, duş alanları, dolaplar, daha pek çok malzeme orijinalliği bozulmadan korunuyor.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

Ada Müdürü Turgut Yılmaz, o dönem adanın nasıl kullanıldığına 

yönelik bilgilerde verdi. Yılmaz, “Osmanlı İmparatorluğu'nda 

Karantina Teşkilatı 1838 yılının nisan ayında kuruluyor. Burası,

 İzmir şehri için 1869 yılında karantina yeri oluyor. 

Normalde Osmanlı İmparatorluğu'nda 140 civarı karantina yeri var.

 140 tane; ama ilmi karantinanın Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk 

yer burası. Burası adeta karantina kampüsü. İzmir'de, ülkemizde, 

insanla temas etmeden önce kişilerin tutulduğu yer burası.

 Bir hastalık çıkarsa, o tecrit yerine alınıyor, iyileşene kadar

 bizim toplumla temas ettirilmiyor. Sonuçta bekleme süresini 

bekleyip, hastalık çıkmazsa izin veriliyor şehre girmesine. 

Buraya gelenlerin tabi konaklaması sağlanmak zorunda; 

çünkü karantinada süresi 10 gün. Koğuşları var, lokanta var, 

telgrafhane var, tercümehane var. Farklı farklı milletten de 

insanlar var burada; yani onların da ihtiyaçları karşılanıyor” 

diye konuştu.

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

Gemilerle o dönem yolcuların adaya geldiğini ifade eden 

Turgut Yılmaz, önce tebhirhane de (dezenfeksiyon odası) 

yolcuların eşyalarının temizlendiğini söyledi.

Yılmaz, o dönem uygulamayı şöyle anlattı:

“Girişten sonra yolcuların olmadığı, sadece eşyaların olduğu alan

 tebhirhanedir. Vagonla yolcuların eşyaları çekiliyor. Üniteler; 

tebhirhane, buharhane, yüksek buhar basıncı ve kuru havayla 

dezenfeksiyon sağlayan bir sistem. Buraya bavulların kapakları 

açılarak içlerini konuyor. Temiz alanda ise artık burası temiz 

bir alan. Buradan çıkan bavullar, dışarı veriliyor. 

Dönme dolaplarda fileler var. Diğer taraftaki kirli alandan, 

yolcuların duştan önce verdikleri kıyafetler dezenfekte ediliyor

 bu ünitelerde. Duş çıkışlarına açılan dönme dolaplar, bunlar 

hem teması engelliyor ve hem de mahremiyeti sağladığı için 

bunlar kullanılmış. Bu dolapla, kıyafetler yolculara diğer 

tarafa gönderiliyor.”

'Karantina Adası'na 155 yıl sonra ilk restorasyon

Karantina Adası Müdürü Turgut Yılmaz, Karantina Adası'nın bir

 anı yeri veya karantina müzesi olarak kullanılmasına yönelikte

 projeler olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bakanlığımızın ve genel 

müdürlüğümüzün planı; karantina anı yeri, karantina müzesi 

olarak halkın ziyaretini açmak; ama böyle açmadan önce de

 ilgilileri ve meraklıları gruplar halinde biz alıyoruz” ifadelerine 

yer verdi.

Yorum Gönder

0 Yorumlar