CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DİSK Genel Kurulu’nda “Marx bir dönem ‘Dünyanın bütün işçileri birleşin’ diyordu. Şimdi yeni bir söylemle yola çıkmak zorundayız. Dünyanın bütün demokratları birleşmek zorundadır” dedi. Kılıçdaroğlu Haliç Kongre Merkezi’ndeki konuşmasında özetle şunları söyledi:
GERİYE GİDEN ÜLKELER
“İktisatta genel bir tanım var: Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, azgelişmiş ülkeler. Biz şimdi bir 4’üncüsünü yaşıyoruz: Ekonomide geriye doğru giden ülkeler. Belli bir standardı yakaladık ve geriye doğru gidiyoruz. Türkiye freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Bugünkü duruma gelişimizin temel nedeni, siyasette insan unsurunu göz ardı edip insanın kimliğinden, yaşam tarzından, inancından yola çıkarak siyaset oluşturmaya çalışmak. İnsanın inancını, kimliğini siyasete malzeme etmemeliyiz, yaşam tarzını malzeme etmemeliyiz. (Karl Marx’ın ‘Dünyanın bütün işçileri birleşin’ sözünü hatırlatarak) 21. yüzyılda, otoriter rejimlerin güç kazandığı bir ortamda yeni bir söylemle ortaya çıkmak gerek. ‘Dünyanın bütün demokratları birleşin’ demeliyiz. Dünyanın bütün demokratları birleşmek zorundadır.
“İktisatta genel bir tanım var: Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, azgelişmiş ülkeler. Biz şimdi bir 4’üncüsünü yaşıyoruz: Ekonomide geriye doğru giden ülkeler. Belli bir standardı yakaladık ve geriye doğru gidiyoruz. Türkiye freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Bugünkü duruma gelişimizin temel nedeni, siyasette insan unsurunu göz ardı edip insanın kimliğinden, yaşam tarzından, inancından yola çıkarak siyaset oluşturmaya çalışmak. İnsanın inancını, kimliğini siyasete malzeme etmemeliyiz, yaşam tarzını malzeme etmemeliyiz. (Karl Marx’ın ‘Dünyanın bütün işçileri birleşin’ sözünü hatırlatarak) 21. yüzyılda, otoriter rejimlerin güç kazandığı bir ortamda yeni bir söylemle ortaya çıkmak gerek. ‘Dünyanın bütün demokratları birleşin’ demeliyiz. Dünyanın bütün demokratları birleşmek zorundadır.
ÇIKIŞ YOLU DEMOKRASİDİR
Çıkış yolu demokrasidir. Nasıl aşarız? Dört ayaklı bir strateji izlersek, bütün bunların hepsini aşarız. Birincisi şu: Türkiye’ye gerçek anlamda bir demokrasiyi getirmek zorundayız. İkinci ayağı, üreten Türkiye’dir. Türkiye’nin üretmesi lazım. Tarımda güçlü olması gereken bir Türkiye neredeyse bütün ürünleri ithal etme konumuna gelmiştir. İşsizliğin bu noktaya gelmesinin temel nedeni, Türkiye’nin üretim sürecinden koparılmasıdır. Üçüncüsü, güçlü bir sosyal devlet kuramazsanız o memlekette huzuru sağlayamazsınız. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı bir devlet. Dördüncü önemli nokta, sürdürülebilirlik. Demokrasinizi geliştirirsiniz, üreten Türkiye’yi inşa edersiniz. Sonra hakça bölüşürsünüz. Sonra bunun sürdürülebilirliği gerekiyor. Bunlar aynı zamanda Cumhuriyet’in kurucu değerleridir.
BUNU AŞMAK ZORUNDAYIZ
Aylık geliri 673 TL’nin altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 283 kişidir. Aylık geliri 2 bin lira olan emekli sayısı 6 milyon 850 bin 513 kişi. Asgari ücretin yarısı ve onun altında gelir elde edenler, 2 milyon 136 bin kişi. Ayda bin liranın altında dul ve yetim aylığı alanların sayısı 847 bin 643.
2019 yılının ilk dokuz ayında elektrik faturalarını ödemediği için elektriği kesilen hane sayısı 3 milyon. Doğalgazı ödemediği için doğalgazı kesilen hane sayısı 710 bin 364. Yoksulluğu ve işsizliği siyaseten malzeme olarak kullanan bir lütuf ekonomisi kurmaya çalışan bir siyasal anlayış var. Bunu aşmak zorundayız. Demokrasiyi inşa edeceğiz. Türkiye hep birlikte üretecek. Güçlü bir sosyal devleti kuracağız. Ve sürdürülebilirliği için dünyadaki bütün gelişmeleri, yakından izleyeceğiz.”
0 Yorumlar
lütfen rencide edici hakaret içeren yorumlar yazmayın bunlar yayınlanmıyacaktır hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir