Hatice ALTUNAY SANAT SÖYLEŞİLERİNE NASIL DAHİL OLUNUR?

          
       Marmaris Kitap günlerinde söyleşilerin olması ile bir ilke şahit olan yarı aydın ve yarım aydınlarımız istedikleri ve merak  ettikleri konularda söyleşilere dahil oldular. Acemilik mi diyelim biraz öyle. Her işe ilk kez soyunurken yaşadığımız ufak tefek aksaklıklar diyelim.
     Yazarların uzunca biyografileri okundu. İzleyiciler alkışladı. Adını az duydukları ya da hiç duymadıklarına ilgi zayıftı. Bizim söyleşi salonlarını tıklım tıklım dolduracağımız günler elbet olacaktır.İnsanımız geçim dertleriyle boğuşurken,sanat kaçıncı sıraya gelir ki…
      Salonu dolduran gençler özel okullardan Türkçe ve Edebiyat,tarih öğretmenlerince kitap günlerine getirilen öğrenciler.Minik öğrencileri kitap stantlarının arasında gezdiren ,fotoğraf çektirenler ,güzel havayı solutanlar da vardı. İlköğretim öğrencilerinin de söyleşiye dahil olmasını çok sevdim Yıldız İlhan’ın  Yaratıcı yazarlık söyleşisinde. Biz yazarların çoğunlukla apışıp kaldığı bir yazar niçin yazar sorusuna ilkokul ikinci sınıftaki bir kız çocuğu niçin yazıyorsun sorusuna “Bilmiyorum .”yanıtını verince salondan kahkaha kopuyor. İllahi de bir yazarın ,şairin bir amaç ,neden algısı doğru mu? Neden yazdığımızdan çok neden yazmadığımız sorusu yanıtlanmalıdır. Tembellikten ya da idealizmin mükemmeliyetçiliğinde boğulmaktan yazılamaz. Hepimiz hayatı şiirden ,öyküden öte bir romandır deriz de yazmaya gelince türlü nedenler içinde kıvranırız.
      Sanatta öykünmek yoktur diyen yalan söyler. Öykünmenin ötesine geçmektir .Yeni yepyeni anlatılacak konunu kalmadığı günümüzde  yüzyıllarca işlenmişi başka bir biçemle anlatmaktır asıl olan.Kısa anlatı önemlidir ,okuyucuyu aptal yerine koymamak önemlidir. Bizim en büyük hastalığımız benim şiirim,benim öyküm, benim romanım vb cümleleri kurmaktır. Sanatta ben egosuyla üretim yapanlar ,zaman içinde yolları bulanıklaşacaktır;ardında samimi ,gerçekçi okuyucu kitlelerinin olmadığını göreceklerdir.
        Marmaris’te büyük kentlerdeki gibi şiir,öykü ,roman vb yazarlık atölyeleri yoktur. Burada elliden fazla şair ve yazar vardır;onların atölye çalışmalarından geçmiş öz geçmişleri neredeyse yok denecek kadardır.Gençlerimizi yazmaya özendirecek bir takım çalışmaları yürütecek ,onları destekleyecek kurum ve kuruluşlara ihtiyaç vardır. Beni  yazar ve şair olarak önemsediklerinden belki de otarite olarak gördüklerinden bir yığın yazı dosyalarına ışık olmamı beklemektedirler. Her yazılan kitap olur mu o ayrı bir dava elbet;yine de heveslerini kırmamak gerekir.
      Yazmak isteyen gençler söyleşileri takip edebilselerdi çok iyi olacaktı.Bu güzel söyleşiler okullara taşınabilseydi daha iyi olacaktı.Ayağının dibine gelmiş mumu söndüren zihniyetler sayesinde mümkün olmadı. Kültür evinde yapılan söyleşilerde yalnızca kendini göstermeye çalışan zavallı yorumlar yapan ve garip sorular soran kişiler de vardı. Kendisini ıspatlama savaşı ya da yazar şair takımına cehaletini kapatma  vurgusu diyelim. İlk kez yapılan bu etkinlikler de hepsi pek normaldir. Zamanla yüzler bu tür toplantılara alışacaklar,kendilerini ıspat etmek,egolarıyla zamanı sabote etmek gibi garipliklerin içinde olmayacaklardır.
         Mangalda kül bırakmayan kaymak takımı aydınları görmem mümkün olmadı. Onların tek bildikleri tenkit etmek.Güzel olan hangi girişim varsa yok saymak kendi özlerinden başkasının büyüyüp gelişmesine izin vermemek.Ben üzerime düşen aydın sorumluluğumu fazlasıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Kendi okulumdan en azından yirmiye yakın gençlere yazar ve şairlerimizle mülakat  sorumluluklarını yerine getirmelerini sağladım .Benim yetiştirdiğim öğrencilerimden öğretmen olanlar da öğrencilerini söyleşilere taşıdı.Her okuldan birkaç öğretmen aynı bilinci taşısaydı söyleşiler daha canlı geçerdi.”Söyledim gelmediler.”demek bahtiyarlığını yaşayanlar  benden daha huzurlu . Mış gibi hayatların kahramanlarını bir kez daha alkışlıyorum!Sanat günlerine dahil olmayıp yarın eminim benden fazla sanat konuşacaksınız! Egolarınızı şişirip biz ayracınızı açacaksınız.
     Evet, yazarlarımıza,şairlerimize onların sahip oldukları düşüncelere katılmayabilirsiniz hepsi çok saçmalıyor da olabilirler.Verilmiş bir emeğe saygınız olabilir çok mu?
   Evet, bir ilke imza atarken ne çok ayraçlar açtık da kapatamadık.
  Emeği geçenlerin emeğine sağlık…Gülü yaşatan dikendir. Yazarı yaşatan da okuyucu.Akıllı telefonların kapatılıp kitapların okunduğu, tartışıldığı günlerimiz olsun sanata dahil olsun aşkımız.Ben daha keskin yazmak peşindeydim .İçim elvermedi güzellikler düşsün yüreğinize .

                                                                                                                           Hatice ALTUNAY-KHA

Yorum Gönder

0 Yorumlar