İŞ BAŞA GELİR, KUZGUN LEŞE GİDERMİŞ...
ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ'de KURUCU VE 1.DÖNEM GENEL BAŞKAN,YAŞAM BOYU ONURSAL GENEL BAŞKAN.
18 Ekim 2008 - halen

SON zamanda Siyasi Arenada ki Aynanın arka ve ön yüzünü gördüm ve yaşadım.
Aynanın ön yüzü beyaz, şeffaf ve parlaktı. Arka yüzü ise; Karanlık, siyah ve umut vermeyen bir karamsarlık izleri vardı.
Bir Menkıbe ile Aynanın Arka ve ön yüzünü dillendirmek gerekirse..
Vaktiyle ilim, irfan aşığı bir zat, çok hürmet ettiği kâmil kişinin huzuruna gidip, dedi ki:
--Bu zamanda Allah korkusu, devlet saygısı, millet sevgisi ve dost canlısı, hak ve hukuk bilen, başkalarının dertlerini dert edinen, yardımsever, âlicenap, hoşgörülü, karşılık beklemeden herkese el uzatan birisini tanıyor musun? Bana gösterir misin?
--Haydi, sokağa çıkalım!
Sokağa çıktılar. Kâmil zat, bir kasap dükkânına uğrayıp, bir okka et istedi. Eti eline alır almaz dedi ki;
--Bu et yağlı olmuş, beğenmedim.
Kasap başka bir parça et daha kesti. Bu sefer de; “İyi ama çok kemikli oldu” diyerek yine kabul etmedi. Koyunu parça parça yaptıktan sonra da Kasap’a dedi ki;
--Bunu da beğenmedim, bugün et almayacağım.
Kasap da özür diledi.
--Kusura bakmayın, size layık et bulamadım. İnşallah başka bir zaman istediğiniz eti veririm.
Bu defa kumaş satan bir dükkâna uğradılar. Kâmil zat, selam verdikten sonra top yığınındaki kumaşları göstererek dedi ki;
--Şu kumaşların birisini indir. Altı arşın kes, parasını sonra veririm.
Tüccar cevaben dedi ki;
--Böyle alışveriş olmaz. Evvela kumaşlardan birisini beğeneceksiniz. Sonra fiyatını sorup, kabul edeceksiniz. Ondan sonra da parasını ne zaman ödeyeceğini söyleyeceksin. Ben etini param parça ettirip de; “beğenmedim” diyerek dükkânından çıktığınız kasap değilim. Her şeyin bir karşılığı olmalı.
Oradan ayrıldılar. Kâmil zat, yanındakine sordu;
--Sence bunlardan hangisi saygın, sevgili, daha büyük veli?
--Büyüklere derece tayin etmek benim ne haddime? Fakat şu kadarı belli ki; tüccarın elinde alışveriş terazisi var. Buna göre hareket ediyor. Ne geçersiz satış yapıyor ve de sabırlı olamıyor. Kazanç düşüncesine göre hareket ediyor. Kasap ise; karakterinin aşk deryasına dalmış, hoşgörülü ve sevecen, dost canlısı, özverili, her şeyden bedel istemeyen bir ulu kişi.
O zaman kâmil zat dedi ki;
--Haydi şimdi gidelim, Kasap’tan parçalattığımız etleri satın alalım da zarar görmesin, hakkını da helal ettirelim”.diyen ..
Aynanın arka yüzünde ise;
Parçalayıp, yediği, yuttuğu kuzuyla kendisine ziyafet çeken SIRTLANIN boğazına kocaman bir kemik parçası saplanmış. Büyük bir acı içerisinde kıvranan sırtlan, parçalayıp, yediği, yuttuğu kuzunun derisini sırtına geçirmiş ve yolda rastladığı bir TURNAYA“boğazımdaki bu kemiği çıkarırsan sana istediğin ödülü vereceğim. Ne olur bana yardım et” diye yalvarmış.
Sırtlanın acı içerisinde kıvranmasına dayanamayan Turna, uzun boynunu sırtlanın ağzına sokup, kemiği çıkardıktan sonra sırtlandan “Teşekkür etmesini istemiş”
Az önce kuzu derisine bürünmüş sırtlan, üzerindeki kuzu derisini fırlatmış, atmış ve uluyarak “hediyeni istiyorsan; sırtlanın ağzına soktuğunu ve sırtlanın da seni yemediğini yavrularına söylemen için hayatını bağışladım. Sen ise; benden hediye istiyorsun ha! Fikrimi değiştirmeden çabuk göz önünden kaybol, defol git!” diye azarlayan Aynanın karanlık yüzündeki siyasi ile, azarlanan iyiliksever, Mesleğinin aşkı deryasına dalmış DUAYEN Turna Kuşu siyasileri gördüm.
Kıssadan hisse... Siyasetteki aynanın ön ve arka yüzü...
Bir söz vardır: “Büyük insanlar fikirleri, orta insanlar olayları, küçük insanlar insanları tartışırmış.”
Fikirleri tartışanlarla kucaklaşıp, vatan, millet, bayrak aşkı için yürüyen, sen-ben kavgası içinde bencilce değil, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için diyebilen, gönül birliği yapan siyasilerle kucaklaşmak bizim düsturumuz olmalıdır.
Çünkü... “İş başa Gelir,
Kuzgun da leşe gidermiş’’!...
Saygılarımla ..
0 Yorumlar
lütfen rencide edici hakaret içeren yorumlar yazmayın bunlar yayınlanmıyacaktır hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir